İSMAİL HAKKI TONGUÇ BELGELİĞİ VAKFI
ENGİN TONGUÇ
23.06.1960’da İsmail Hakkı Tonguç’un yaşamdan ayrılmasından sonra, geride bıraktığı belgelerin, fotoğrafların, mektupların, köy enstitülerinin ve bir dönem eğitim tarihimizin aydınlatılması bakımından önemli olduğu üzerinde duruldu, bunların değerlendirilmesiyle gerçekler tüm çizgileriyle ortaya çıkacaktır, dendi (örneğin, Süleyman Edip Balkır, Eski Bir Öğretmenin Anıları, Arı kitabevi, 1958, İst. s. 319).
Bu amaçla, hemen 1960’da, eski köy enstitüsü müdürlerinden ve Hakkı Tonguç’un dostu Hürrem Arman ve emekli öğretmen K.Osman Akol ile birlikte kalan belgeleri inceledik. Gerçekten de önemli bir tarihsel kaynakla karşı karşıyaydık. Arman ve Akol, geçmişi ve konuları bilen kişiler olarak , belgeleri ele aldılar, iki yıl çalıştılar. Belgeler bir ayırım ve sınıflama yapılmadan , zarflara doldurulmuş olarak saklanmış durumdaydı. Arman ve Akol, bu uzun sürede, ancak her büyük zarftaki belgelerin konu başlıklarını yazdıkları listeler hazırlayabildiler. Konulara göre bir ayırım ve sınıflama yapılmadı. Böylece, ortaya her biri değişik konularda birçok belge içeren 120 kadar büyük kutulardaki belge listeleri çıktı. Daha sonraki yıllarda ana konulara göre bir ayırımı ben yapmaya çalıştım ve 18 ana başlık altında birçok alt başlığın da olduğu bir sıralama ve kotlama oluştu. Ortalama elli bin sayfalık bir belgelik söz konusu oluyordu. Bugünkü düzenlemelerde de bu sınıflandırma ve kotlama esas olarak alınmıştır.
Belgelerin dışında, H.Tonguç’un yazdığı ve kendisine yazılmış mektuplar da belgeliğin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Köy Ensitülerinin (KE) ve o dönemin tarihi bakımından bunlar da çok önemlidir. Birçok kişisel sorunu, yakınmaları, hatta ihbarları içerdikleri için açıklanmalarında dikkatli olmak gerekmektedir. H.Tonguç’un KE yöneticilerine yazdığı mektuplardan bir seçki yaparak , bunların önemlilerini 1976’da “Mektuplarla Köy Enstitüsü Yılları” başlığı altında yayınladım (2. Ve 3.baskıları 1990 ve 1999’da). Kendisine yazılmış olan mektuplardan yapılan seçmeler de 2007’de KE ve Çağdaş Eğitim Vakfı üyesi sayın Mustafa Aydoğan tarafından “Tonguç’a Mektuplarla Köy Enstitüsü Yılları” başlığı altında yayınlandı. Bu kitabın önsözünde “elde 39 kişi tarafından yazılmış 1115 sayfa tutan 514 mektup” üzerinde çalışılmıştır, denmektedir. Belgelikteki diğer mektupların incelenmesi sürmektedir. Bunların bir bölümü H.Tonguç’un kişisel ve ailevi mektuplarıdır.
Bir diğer konu belgelikteki fotoğraflardır. Bunların bir bölümü H.Tonguç’un kendisinin çektikleridir. Diğerleri de KE, köy okulları ve diğer eğitim kurumlarında çekilerek kendisine gönderilmiş olanlardır. Bu fotoğraflar o yıllardan beri yararlanmak isteyenlere verilmiştir. Bunların birçokları basında, TV’lerde, fotoğraf sergilerinde birçok kişinin yazılarında, kitaplarında kullanıldığı gibi, Kültür Bakanlığı da 1997’de “Köy Enstitüleri” başlığı ile (iki baskı) fotoğraf albümü yayınlamıştır. Son olarak, Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Vakfımızla birlikte, bu fotoğraflardan yararlanarak İstanbul’da 2012’de bir sergi açmış ve fotoğrafları, tanıtım yazılarını içeren iki büyük cilt tanıtım kitabı yayınlamıştır. Serginin önümüzdeki günlerde başka kentlerimize de götürülmesi tasarlanmaktadır. Kısacası, belgelikteki fotoğrafların birçoğu bugün kamunun hizmetindedir ve ilgi duyanlarca kullanılmaktadır.
Belgelikteki kitaplar: Türkçe ve yabancı dillerde olmak üzere iki bölümdür. Hürrem Arman, Hakkı Tonguç’un hastalığı nedeniyle 09.04.1958’de Almanya’ya giderken, kendisine şöyle dediğini yazdı: “gidip dönmemek de var. Yabancı dilden olan kitaplarımı Gazi Eğitim Enstitüsü Kitaplığına, Türkçe olanları da Hasanoğlan Öğretmen Okulu’na verirsiniz” (Piramidin Tabanı , 2.Cilt, Arkın Kitabevi, İst.1990, s.355). (Hakkı Tonguç’un belgeler konusunda böyle bir düzenlemeyi öngörmemiş ve belgelerin evde kalmasını yeğlemiş olması bence anlamlıdır). Bir miktar kitabı yurda döndükten sonra, kendisinin buralara verdiğini biliyorum. Ama bunların oralarda ne olduğu konusunda bir bilgim yok. 12 Mart 1971 darbesinden sonra, Gazi Eğitim Enstitüsündeki resimlerin, heykellerin ortadan kaldırıldığı, birkaç parçanın korunmak üzere bizim eve getirildiği, Hasanoğlan ve çevresinde yoğun terör olaylarının yaşandığını anımsadıkça, oralara verilmiş kitaplar konusunda iyimser olamıyorum! Bugün belgelikte, ondan kalan, listeleri çıkarılmış Türkçe 674, büyük çoğunluğu Almanca olmak üzere, yabancı dillerde 384 kitap vardır. Nazi döneminde yok edilmeleri sonucu, bugün Almanya’da bile bulunmaları zor olan Almanca kitaplar, özellikle KE’nin kuruluş felsefesinin incelenmesinde kullanılacak önemli kaynaklardır.
Belgelikte ayrıca çok sayıda gazete,dergi, kupürler de vardır. Bunlar da düzenlenmiş ve düzenlenmektedir.
Bunların dışında, Hakkı Tonguç’un kişisel eşyalarından da kalmış olan bazı parçalar belgelikte korunmaktadır. Kalemler, resim kalemleri, fırçaları, gündelik kullanım araçları gibi. Ve bence en önemlisi: Yüzlerce fotoğrafı çekerken kullandığı fotoğraf makinası!
Darbeler, izlemeler, soruşturmalar, siyasal çekişmeler, kara çalmalar ile geçmiş bu uzun yıllarda, başlıca kaygım, belgeliğin zarar görmeden, yok edilme tehlikesine uğramadan, saklanması, gelecek kuşaklara tam ve bozulmamış olarak aktarılması idi. Belgeliğin herhangi bir yere, örneğin bir kitaplığa, bir üniversiteye, bir eğitim kurumuna verilmesi, orada korunarak değerlendirilmesi bu koşullarda söz konusu olamıyordu. Uygar bir ülkede yapılması gereken bu idi ,ama, bizde ne yazık ki buralarda bir istikrar, bir güvence yoktu. Bu konuda bir yığın olumsuz örnek vardı. Öte yandan, basında ve kamuoyunda KE’ne karşı giderek artan ilgi ve bilgilenme gereksinimi, belgelerden,mektuplardan, resimlerden bu amaçla yararlanmayı gerektiriyordu. Bunları hem korumak hem de yararlı kılmak amacıyla, 2004 yılında önce belgelerin elektronik ortama aktarılması çalışmaları başladı. Başlangıçta kolayca ve hızla yürüyeceğini sandığımız bu çalışmanın ayrıntılarına girince, işin hiç de öyle olmayacağı anlaşıldı. Sınıflandırılmış belgelerin birçoğu başka bir belge ile de ilintiliydi; yeni sınıflandırmalar yapmak gerekiyordu. Belgelerin arasından başka değişik belgeler de çıkabiliyor, bunları yeniden ayıklamak, sınıflamak zorunlu oluyordu. Bazı belgelerin içeriklerini doğru değerlendirebilmek için 0 yıllardaki yazı ve kitaplarda da araştırmalar yapmak gerekiyordu. Kısacası, neredeyse belgeliğin yeniden düzenlenmesi konusu ortaya çıkmıştı. Bunun için ise, bu işi yapacak olan, KE konusunu ve geçmişi çok iyi bilmeliydi. Konuyu öğrenmeyi kısa sürede başaran, gönüllü olarak sınıflandırma ve elektronik ortama aktarma işini yürüten sayın Fügen Çetiner’in dört yıllık yoğun ve özverili çalışması sonucu, belgelerin tamama yakını elektronik ortama taşınabildi ve 11 diskette toplanan 51,7 GB’lık bir elektronik yazılım elde edildi. Bunlar çoğaltılarak, güvenlik nedeniyle bazı yerlere dağıtıldı.
Ama bu çalışma ile belgeliğin korunması, değerlendirilmesi, geleceğe tam olarak ulaştırılması sorunu çözülmüş olmuyordu. Ayrıca, bu belgelik donmuş, dönemini ve görevini tamamlamış da değildi. KE ve eğitim konularına artan ilgi sonucu, bu alanda yeni oluşan birçok yazı, kitap, mektup, resim v.b. gibi bir belgelikte toplanmaları, değerlendirilmeleri gereken yeni ve giderek çoğalan bir oluşumla karşı karşıya idik. Bu da belgeliğin yaşayan, sürekli gelişip genişleyen bir kuruluş olmasını gerektiriyordu. Bu geniş kapsamlı görevin üstesinden ancak bir kurumsallaşma ile gelinebilirdi. Çözüm olarak birçok seçeneği irdeledikten sonra, en uygun kuruluşun bir vakıf olabileceği sonucuna ulaşıldı. Böylece, İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı’nın kurulması girişimini başlattım. Vakıf Senedi, ilgili Mahkemece 29 Mart 2011’de verilen kararla tescil edilerek Vakıf kurulmuş oldu.
Vakıf Senedinde vakfın amacı ve çalışma konuları özetle şöyle saptanmıştır:
-Belgelikteki tüm değerlerin korunması, düzenlenmesi, günümüz ve yarın için doğru ve verimli değerlendirilmesi,
-İ.Hakkı Tonguç’un yaşamı, çalışmaları, eğitim görüşü ve felsefesi üzerinde araştırma ve çalışmalar yapmak, kullanılacak bilgilere ulaşılmasını sağlamak , böyle çalışmaları desteklemek, bu amaçla düzenlenen her türlü etkinliğe katkıda bulunmak, katılmak, projeler üretmek,
-Aynı amaçla, özellikle eğitim kurumlarında açılmış araştırma merkezleriyle işbirliği yapmak, katkıda bulunmak, onlardan yararlanmak,
-Tonguç’un çalışmaları ve köy enstitüleri konusunda yapılan çalışmaları izlemek, derlemek, incelemek ,sonuçları paylaşmak,
-Konu ile ilgili her türlü malzemeyi, anıları derlemek, belgeliği bunlarla zenginleştirmek,
-Benzer amaçlı kuruluşların çalışmalarına katılmak, gerekirse buralara üye olmak,
-Tonguç armağanları vermek,
-Yayın yapmak, internet siteleri kurmak, web yayıncılığı, sanal müze ve eylemleri gerçekleştirmek,
-Çalışma alanındaki konularda uzmanlık ve araştırma bursları vermek,
-Gerekli vakıf bina ve tesislerini yapmak, işletmek.
Kuruluştan sonra, Ankara’da, Öveçler semtinde, vakıf merkezi olarak, amaca uygun bir apartman dairesi sağlandı ve oraya yerleşildi. Merkez en ileri teknolojik olanaklarla donatılmıştır; birçok değişik amaçlı ve nitelikli bilgisayarlar, tarama, kopyalama, çoğaltma gereçleri, belgelerin asıllarının korunduğu, kilitlenebilir, kızak sürgülü kasa-dolaplar gibi… Donanım açısından Vakıf, en ileri ve çağdaş bir örnektir. Yetkili bir bilgisayar programcısına, özellikle bu vakıf çalışmalarına uygun bir bilgisayar programı da yaptırılmış olup, Vakıfta bu program kullanılmaktadır.
Vakıf, dokuz kişilik bir Yönetim Kurulu tarafından yönetilmektedir: Kemal Işık Kansu (Başkan),Metin Atuf Kansu (Başkan Yardımcısı), üyeler; Özgür Aydın, Gülin Onat Bayır, Güzel Yücel Gier, Kemal Kocabaş, Hasan Haluk Erdem, Engin Tonguç.
Vakıf’taki değerlerden yararlanma konusunda bazı temel kurallar koymak zorunlu olmuştur. Her şeyden önce, yararlanmak isteyenlerin ciddi bir araştırma, inceleme konularının olması gerekir. Konuları bilindikten sonradır ki, konularıyla ilgili belge v.b. gibi değerlerin kopyaları kendilerine verilir. Kullanım amacı belirtilmeden yapılacak istekler karşılanmaz. Ayrıca, kullanıma açılacak belge v.b. gibi değerlerin içeriklerinde asıl konuya herhangi bir katkısı olmayacak, yalnızca kişisel karalama ve çekişmeleri amaçlamış olanların ve herhangi bir yarar sağlamadıkları halde, aramızdan ayrılmış kişilerin yaşamakta olan yakınlarını kıracak, incitecek ögeler taşıyanların açıklanmalarından kaçınılır.
Bu yazı ile kurulmuş Vakıf konusunda bilgi vermeye çalıştım. Kuruluşta emeği geçenlere, Vakıf Yönetim Kurulu üyeliğini kabul eden çok değerli arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim. Bu Kurulun arkadaşça bir dayanışma ve işbirliği içerisinde çalışarak başarılı olacağına inanıyorum.
ENGİN TONGUÇ
23.06.1960’da İsmail Hakkı Tonguç’un yaşamdan ayrılmasından sonra, geride bıraktığı belgelerin, fotoğrafların, mektupların, köy enstitülerinin ve bir dönem eğitim tarihimizin aydınlatılması bakımından önemli olduğu üzerinde duruldu, bunların değerlendirilmesiyle gerçekler tüm çizgileriyle ortaya çıkacaktır, dendi (örneğin, Süleyman Edip Balkır, Eski Bir Öğretmenin Anıları, Arı kitabevi, 1958, İst. s. 319).
Bu amaçla, hemen 1960’da, eski köy enstitüsü müdürlerinden ve Hakkı Tonguç’un dostu Hürrem Arman ve emekli öğretmen K.Osman Akol ile birlikte kalan belgeleri inceledik. Gerçekten de önemli bir tarihsel kaynakla karşı karşıyaydık. Arman ve Akol, geçmişi ve konuları bilen kişiler olarak , belgeleri ele aldılar, iki yıl çalıştılar. Belgeler bir ayırım ve sınıflama yapılmadan , zarflara doldurulmuş olarak saklanmış durumdaydı. Arman ve Akol, bu uzun sürede, ancak her büyük zarftaki belgelerin konu başlıklarını yazdıkları listeler hazırlayabildiler. Konulara göre bir ayırım ve sınıflama yapılmadı. Böylece, ortaya her biri değişik konularda birçok belge içeren 120 kadar büyük kutulardaki belge listeleri çıktı. Daha sonraki yıllarda ana konulara göre bir ayırımı ben yapmaya çalıştım ve 18 ana başlık altında birçok alt başlığın da olduğu bir sıralama ve kotlama oluştu. Ortalama elli bin sayfalık bir belgelik söz konusu oluyordu. Bugünkü düzenlemelerde de bu sınıflandırma ve kotlama esas olarak alınmıştır.
Belgelerin dışında, H.Tonguç’un yazdığı ve kendisine yazılmış mektuplar da belgeliğin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Köy Ensitülerinin (KE) ve o dönemin tarihi bakımından bunlar da çok önemlidir. Birçok kişisel sorunu, yakınmaları, hatta ihbarları içerdikleri için açıklanmalarında dikkatli olmak gerekmektedir. H.Tonguç’un KE yöneticilerine yazdığı mektuplardan bir seçki yaparak , bunların önemlilerini 1976’da “Mektuplarla Köy Enstitüsü Yılları” başlığı altında yayınladım (2. Ve 3.baskıları 1990 ve 1999’da). Kendisine yazılmış olan mektuplardan yapılan seçmeler de 2007’de KE ve Çağdaş Eğitim Vakfı üyesi sayın Mustafa Aydoğan tarafından “Tonguç’a Mektuplarla Köy Enstitüsü Yılları” başlığı altında yayınlandı. Bu kitabın önsözünde “elde 39 kişi tarafından yazılmış 1115 sayfa tutan 514 mektup” üzerinde çalışılmıştır, denmektedir. Belgelikteki diğer mektupların incelenmesi sürmektedir. Bunların bir bölümü H.Tonguç’un kişisel ve ailevi mektuplarıdır.
Bir diğer konu belgelikteki fotoğraflardır. Bunların bir bölümü H.Tonguç’un kendisinin çektikleridir. Diğerleri de KE, köy okulları ve diğer eğitim kurumlarında çekilerek kendisine gönderilmiş olanlardır. Bu fotoğraflar o yıllardan beri yararlanmak isteyenlere verilmiştir. Bunların birçokları basında, TV’lerde, fotoğraf sergilerinde birçok kişinin yazılarında, kitaplarında kullanıldığı gibi, Kültür Bakanlığı da 1997’de “Köy Enstitüleri” başlığı ile (iki baskı) fotoğraf albümü yayınlamıştır. Son olarak, Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Vakfımızla birlikte, bu fotoğraflardan yararlanarak İstanbul’da 2012’de bir sergi açmış ve fotoğrafları, tanıtım yazılarını içeren iki büyük cilt tanıtım kitabı yayınlamıştır. Serginin önümüzdeki günlerde başka kentlerimize de götürülmesi tasarlanmaktadır. Kısacası, belgelikteki fotoğrafların birçoğu bugün kamunun hizmetindedir ve ilgi duyanlarca kullanılmaktadır.
Belgelikteki kitaplar: Türkçe ve yabancı dillerde olmak üzere iki bölümdür. Hürrem Arman, Hakkı Tonguç’un hastalığı nedeniyle 09.04.1958’de Almanya’ya giderken, kendisine şöyle dediğini yazdı: “gidip dönmemek de var. Yabancı dilden olan kitaplarımı Gazi Eğitim Enstitüsü Kitaplığına, Türkçe olanları da Hasanoğlan Öğretmen Okulu’na verirsiniz” (Piramidin Tabanı , 2.Cilt, Arkın Kitabevi, İst.1990, s.355). (Hakkı Tonguç’un belgeler konusunda böyle bir düzenlemeyi öngörmemiş ve belgelerin evde kalmasını yeğlemiş olması bence anlamlıdır). Bir miktar kitabı yurda döndükten sonra, kendisinin buralara verdiğini biliyorum. Ama bunların oralarda ne olduğu konusunda bir bilgim yok. 12 Mart 1971 darbesinden sonra, Gazi Eğitim Enstitüsündeki resimlerin, heykellerin ortadan kaldırıldığı, birkaç parçanın korunmak üzere bizim eve getirildiği, Hasanoğlan ve çevresinde yoğun terör olaylarının yaşandığını anımsadıkça, oralara verilmiş kitaplar konusunda iyimser olamıyorum! Bugün belgelikte, ondan kalan, listeleri çıkarılmış Türkçe 674, büyük çoğunluğu Almanca olmak üzere, yabancı dillerde 384 kitap vardır. Nazi döneminde yok edilmeleri sonucu, bugün Almanya’da bile bulunmaları zor olan Almanca kitaplar, özellikle KE’nin kuruluş felsefesinin incelenmesinde kullanılacak önemli kaynaklardır.
Belgelikte ayrıca çok sayıda gazete,dergi, kupürler de vardır. Bunlar da düzenlenmiş ve düzenlenmektedir.
Bunların dışında, Hakkı Tonguç’un kişisel eşyalarından da kalmış olan bazı parçalar belgelikte korunmaktadır. Kalemler, resim kalemleri, fırçaları, gündelik kullanım araçları gibi. Ve bence en önemlisi: Yüzlerce fotoğrafı çekerken kullandığı fotoğraf makinası!
Darbeler, izlemeler, soruşturmalar, siyasal çekişmeler, kara çalmalar ile geçmiş bu uzun yıllarda, başlıca kaygım, belgeliğin zarar görmeden, yok edilme tehlikesine uğramadan, saklanması, gelecek kuşaklara tam ve bozulmamış olarak aktarılması idi. Belgeliğin herhangi bir yere, örneğin bir kitaplığa, bir üniversiteye, bir eğitim kurumuna verilmesi, orada korunarak değerlendirilmesi bu koşullarda söz konusu olamıyordu. Uygar bir ülkede yapılması gereken bu idi ,ama, bizde ne yazık ki buralarda bir istikrar, bir güvence yoktu. Bu konuda bir yığın olumsuz örnek vardı. Öte yandan, basında ve kamuoyunda KE’ne karşı giderek artan ilgi ve bilgilenme gereksinimi, belgelerden,mektuplardan, resimlerden bu amaçla yararlanmayı gerektiriyordu. Bunları hem korumak hem de yararlı kılmak amacıyla, 2004 yılında önce belgelerin elektronik ortama aktarılması çalışmaları başladı. Başlangıçta kolayca ve hızla yürüyeceğini sandığımız bu çalışmanın ayrıntılarına girince, işin hiç de öyle olmayacağı anlaşıldı. Sınıflandırılmış belgelerin birçoğu başka bir belge ile de ilintiliydi; yeni sınıflandırmalar yapmak gerekiyordu. Belgelerin arasından başka değişik belgeler de çıkabiliyor, bunları yeniden ayıklamak, sınıflamak zorunlu oluyordu. Bazı belgelerin içeriklerini doğru değerlendirebilmek için 0 yıllardaki yazı ve kitaplarda da araştırmalar yapmak gerekiyordu. Kısacası, neredeyse belgeliğin yeniden düzenlenmesi konusu ortaya çıkmıştı. Bunun için ise, bu işi yapacak olan, KE konusunu ve geçmişi çok iyi bilmeliydi. Konuyu öğrenmeyi kısa sürede başaran, gönüllü olarak sınıflandırma ve elektronik ortama aktarma işini yürüten sayın Fügen Çetiner’in dört yıllık yoğun ve özverili çalışması sonucu, belgelerin tamama yakını elektronik ortama taşınabildi ve 11 diskette toplanan 51,7 GB’lık bir elektronik yazılım elde edildi. Bunlar çoğaltılarak, güvenlik nedeniyle bazı yerlere dağıtıldı.
Ama bu çalışma ile belgeliğin korunması, değerlendirilmesi, geleceğe tam olarak ulaştırılması sorunu çözülmüş olmuyordu. Ayrıca, bu belgelik donmuş, dönemini ve görevini tamamlamış da değildi. KE ve eğitim konularına artan ilgi sonucu, bu alanda yeni oluşan birçok yazı, kitap, mektup, resim v.b. gibi bir belgelikte toplanmaları, değerlendirilmeleri gereken yeni ve giderek çoğalan bir oluşumla karşı karşıya idik. Bu da belgeliğin yaşayan, sürekli gelişip genişleyen bir kuruluş olmasını gerektiriyordu. Bu geniş kapsamlı görevin üstesinden ancak bir kurumsallaşma ile gelinebilirdi. Çözüm olarak birçok seçeneği irdeledikten sonra, en uygun kuruluşun bir vakıf olabileceği sonucuna ulaşıldı. Böylece, İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı’nın kurulması girişimini başlattım. Vakıf Senedi, ilgili Mahkemece 29 Mart 2011’de verilen kararla tescil edilerek Vakıf kurulmuş oldu.
Vakıf Senedinde vakfın amacı ve çalışma konuları özetle şöyle saptanmıştır:
-Belgelikteki tüm değerlerin korunması, düzenlenmesi, günümüz ve yarın için doğru ve verimli değerlendirilmesi,
-İ.Hakkı Tonguç’un yaşamı, çalışmaları, eğitim görüşü ve felsefesi üzerinde araştırma ve çalışmalar yapmak, kullanılacak bilgilere ulaşılmasını sağlamak , böyle çalışmaları desteklemek, bu amaçla düzenlenen her türlü etkinliğe katkıda bulunmak, katılmak, projeler üretmek,
-Aynı amaçla, özellikle eğitim kurumlarında açılmış araştırma merkezleriyle işbirliği yapmak, katkıda bulunmak, onlardan yararlanmak,
-Tonguç’un çalışmaları ve köy enstitüleri konusunda yapılan çalışmaları izlemek, derlemek, incelemek ,sonuçları paylaşmak,
-Konu ile ilgili her türlü malzemeyi, anıları derlemek, belgeliği bunlarla zenginleştirmek,
-Benzer amaçlı kuruluşların çalışmalarına katılmak, gerekirse buralara üye olmak,
-Tonguç armağanları vermek,
-Yayın yapmak, internet siteleri kurmak, web yayıncılığı, sanal müze ve eylemleri gerçekleştirmek,
-Çalışma alanındaki konularda uzmanlık ve araştırma bursları vermek,
-Gerekli vakıf bina ve tesislerini yapmak, işletmek.
Kuruluştan sonra, Ankara’da, Öveçler semtinde, vakıf merkezi olarak, amaca uygun bir apartman dairesi sağlandı ve oraya yerleşildi. Merkez en ileri teknolojik olanaklarla donatılmıştır; birçok değişik amaçlı ve nitelikli bilgisayarlar, tarama, kopyalama, çoğaltma gereçleri, belgelerin asıllarının korunduğu, kilitlenebilir, kızak sürgülü kasa-dolaplar gibi… Donanım açısından Vakıf, en ileri ve çağdaş bir örnektir. Yetkili bir bilgisayar programcısına, özellikle bu vakıf çalışmalarına uygun bir bilgisayar programı da yaptırılmış olup, Vakıfta bu program kullanılmaktadır.
Vakıf, dokuz kişilik bir Yönetim Kurulu tarafından yönetilmektedir: Kemal Işık Kansu (Başkan),Metin Atuf Kansu (Başkan Yardımcısı), üyeler; Özgür Aydın, Gülin Onat Bayır, Güzel Yücel Gier, Kemal Kocabaş, Hasan Haluk Erdem, Engin Tonguç.
Vakıf’taki değerlerden yararlanma konusunda bazı temel kurallar koymak zorunlu olmuştur. Her şeyden önce, yararlanmak isteyenlerin ciddi bir araştırma, inceleme konularının olması gerekir. Konuları bilindikten sonradır ki, konularıyla ilgili belge v.b. gibi değerlerin kopyaları kendilerine verilir. Kullanım amacı belirtilmeden yapılacak istekler karşılanmaz. Ayrıca, kullanıma açılacak belge v.b. gibi değerlerin içeriklerinde asıl konuya herhangi bir katkısı olmayacak, yalnızca kişisel karalama ve çekişmeleri amaçlamış olanların ve herhangi bir yarar sağlamadıkları halde, aramızdan ayrılmış kişilerin yaşamakta olan yakınlarını kıracak, incitecek ögeler taşıyanların açıklanmalarından kaçınılır.
Bu yazı ile kurulmuş Vakıf konusunda bilgi vermeye çalıştım. Kuruluşta emeği geçenlere, Vakıf Yönetim Kurulu üyeliğini kabul eden çok değerli arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim. Bu Kurulun arkadaşça bir dayanışma ve işbirliği içerisinde çalışarak başarılı olacağına inanıyorum.